Tırhandil
TIRHANDİL
YUNAN TEKNE YAPIMI SANATI
KOSTAS DAMIANIDIS-ANTONIS ZIVAS
EDITION EOMMEX
ATİNA 1986
YUNAN GEMİ İNŞA GELENEĞİ ÖRNEĞİ
Ι. Giriş - Tarihsel Unsurlar
Tırhandil, Doğu Akdeniz'de 3 yüzyıldan fazla süredir kullanılan bir yelkenli tekne adıdır. O, muhtemelen Yunan teknelerinin en ünlüsüdür ve kuşkusuz Yunan gemi inşa geleneğinin en iyi örneğidir.
Eski Akdeniz teknelerinin halefi olan tırhandil, Yunanistan'da inşa edilen ilk yelken teknesi oldu. Bununla birlikte, kesin kökenlerinde bazı anlaşmazlıklar varı. G.D. KRIEZIS‘e göre 1658 yılında o dönemde korsan yatağı olan Girit’ten esaretten kurtulup Hydra Adasına dönenler ilk tırhandili inşa ettiler. Öte yandan, I.THEOPHANIDES'e göre, tırhandil, kökenini Adriyatik Denizi'ninde çokça kullanılan bir tür yelkenli tekne olan küçük trabaccoloya borçludur.
Henüz Ege Denizi'ndeki bu tür zanaatların kökeni hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Tırhandile benzeyen gemi tipleri: Sakoleva, Bratsera ve Perama ve aynı zamanda diğer gemi inşa geleneklerinin etkilerini yansıtan ya da sergileyen bir dizi diğer kombinasyonlarıdır.
Uzunluğuna göre geniş gövdeli tırhandil (3: 1) baş ve kıç ile bodoslamalarının oluşturduğu formu ile Yunan tekneleri arasında en denizci (seaworthy) olanıdır. Bu nedenle, hâlâ geleneksel tarzda ve şu anda Yunan ve Türk sularında kullanılmakta olan herhangi bir büyüklükteki en eski gemi olması tesadüf değildir. En yaygın olarak küçük ticaret, küçük ölçekli kıyı taşımacılığı ve balıkçılık için kullanılır.
İnşa edilen ilk tırhandiller, 3 tona kadar taşıma kapasitesine sahip, küçüktü. Ancak daha sonra 30 ila 40 ton arasında değişen azami deplasmanlarla daha büyük versiyonlarda ortaya çıktı. 1920'lere kadar Yunanistan'daki küçük deniz araçlarının çoğu hâlâ bir sevk yöntemi olarak yelken kullanıyordu. Latin Pıraçera Randa, Bumbalı pıraçera ana yelkenlere ek olarak bir veya çok sayıda flok yelken de uygulanıyordu. Tırhandil, aşağı yukarı tüm bu yelken türlerini taşıyordu; her tür ayrı ayrı veya bir türler birleşimi olarak görülür. Tüm bu yelkenlerin kullanımının ve kombinasyonunun aşağıdakilere göre değiştiği görülmüştür: 1) Teknenin büyüklüğü 2) Referans alınan tarihsel dönem 3) Kullanım amacı 4) Sahiplerinin tercihi.
Genelde Yunan tekneleri tarafından eski zamanlarda taşınan yelkenlerin çeşitliliği ve omurga boyunca tekne dibine yerleştirilen hamule diğer Akdeniz teknelerinden daha hızlı seyretmelerini sağladı. Son zamanlarda tırhandilde meydana gelen en önemli değişiklik, yelkenden vazgeçilip, tahrik için içten takma dizel motorlarına geçiş olmuştur. Bu gelişme Yunanistan'da 1920'den sonraki yıllarda meydana geldi. Son olarak, 18. yüzyıldan önce tersanelerle ilgili bilgilerin çok az olduğuna dikkat edilmelidir. Galaxidi, Zakynthos, Rodos, Naxos tersanelerin işleyişine dair izler var. 18.yüzyılın ortalarından itibaren tersaneler ticari gemiler inşa etmeyi başardılar. Bu tür tersaneler Hydra, Spetses, Psara, Galaxidi, Parga, Triketi, Kassos ve Kymi'de vardı. Bugün geleneksel tersanelerin faaliyet göstermeye devam ettiği birkaç yer var.
2. İnşa
2. I. İnşaat işlem sıralaması
Yunanistan'da bir tırhandil ve benzer teknelerin inşası iki temel aşamadan geçer. Birincisi tekne iskeletini şekillendirmek, ikincisi de kaplama tahtaları ve güverte ile örtmek. İskelet, omurga, bodoslamalar, postalar, kemereler ve yapısal takviye olarak hizmet veren bir dizi diğer ahşap elemandan oluşur. İskeletin tamamlanmasından sonra, tekne ve teknenin güvertesini oluşturan tahtalar eklenir. Sıradan bir tırhandilde boyun en ve yükseklik oranları her zaman 9:3:1 e yakındır. (9 boy – 3 en - 1 vasatta derinlik)
Ana ahşap bileşenlerin oluşturulması için üç temel yöntem kullanılmıştır. Bunlar: Orta posta gabarisi, salaya çıkartmak ve model yapımıdır.
- Orta posta gabari yöntemi 3 yüzyıldan uzun bir süredir kullanılmaktadır. Belirli kombinasyonlarda teknelerin iskeletinin ana orta posta formunu oluşturan 3 basit tahta parçasından oluşur
- Salaya çıkartmak, modern gemi inşa pratiğine daha yakın, daha geometrik bir yöntemdir. 18. yüzyılın ortalarından geliyor ve teknenin tüm temel bileşenlerinin düz bir zeminde 1:1 ölçekli çizimine dayanıyordu.
- Üçüncü yöntem (model), tatmin edici bulunursa, gerçek boyutta inşa için gerekli olan ağaç/kereste boyutlarını gösterecek olan, inşa edilecek teknenin mini bir kopyasının oluşturulmasını içerir.
Bugün sadece ilk iki yöntem uygulanmakta, ilki küçük tekneler için görece basitliği ve uygunluğu nedeniyle daha genel kullanımdadır.
2.2 Omurga ve eğriler
Omurga küçük kayıklarda tek parça, daha büyüklerinde uçları birbirine geçmiş iki parçalıdır. Enine kesiti, boyutları toplam uzunluğa göre değişen dikdörtgen bir paralelkenardır. 8-10 m uzunluğundaki küçük kayıklarda bu boyutlar 7X20cm mertebesindedir. Omurganın her iki üst kenarlarına aşoz açılır. Bu, gövdenin en alt iki kaplama tahtasının (burma tahtası) oturması için tasarlanmış bir çift oluktur. Genellikle sert ağaçtan seçilen feda omurgası, omurganın alt kısmına çivilenir.
Bodoslamalar omurganın her bir ucuna tutturulur ve ayrıca kaplama tahtalarının uçlarını karşılamak için yine aşozlara sahiptir. Kıç bodoslama şekli genellikle hafif ağaçtan yapılmış bir şablonla verilir. Bazen baş bodoslama birden fazla parçadan yapılır, bu parçalar birbirine geçme eklemleri ile bir arada tutulur. Bodoslamalar omurga ile bağlantılarını güçlendirmek için her zaman akrepe (deadwood) sahiptir
Dr. Β. LANDSTROM çizimi ve ayrıca eski fotoğraflardan bodoslama başının keskin bir arkaya dönüş gösterdiğini ve bodoslamanın denizle oluşturduğu açının oldukça keskin olduğunu görebiliriz. Aksine, modern tırhandillerde daha yumuşak bir bodoslama formuna sahiptir. Bu değişikliğin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, modern zamanlarda yelkenlerin kaldırılması cevabın bir kısmını verebilir.
2.3 Postalar küçük tırhandillerde (döşek, dirsek, dikme) üç parça veya daha büyük teknelerde beş parçadan oluşur. Bu parçalar üst üste biner ve çivilenir, perçinlenir veya cıvatalanır Omurga & bodoslamalar yerine yerleştirildiğinde, omurga boyunca postaların noktalarını işaretlenir. Bu noktalarda, 1 ila 2 cm derinliğinde, omurganın üst yüzeyine, döşek genişliğine eşit boyutta yuva açılır. Orta posta formunu oluşturmak için gabari yöntemi kullanılır (özellikle küçük tırhandillerde). 9m. Uzunluğunda tırhandil için bu yöntemi kullanarak, normal olarak toplam 38-40 postanın 10 orta postasını oluşturabilirler Kalan postaları teknenin her iki tarafında 2 veya 3 sıra forma çıtası ve esnek bir tel kullanarak tamamlarlar. Forma çıtaları, postaların üzerine, gövdenin istenen formunu gösterecek şekilde çivilenir. Bu aşamada, usta, esnek tel ve forma çıtalarını kılavuz olarak kullanarak kalan postaları oluşturur. Sıradan bir tirhandildeki toplam eğri/posta sayısı, her eğri arasındaki mesafeler sabit olduğu için toplam uzunluğuna göre değişir, örneğin, 9 m'lik tırhandilde 17-18 santime eşittir. Tırhandil yelkenlere bağlı olduğunda, eğri döşekleri omurgaya düzgün bir şekilde tutturulur, birleşme noktasında içbükey bir dış form elde edilir. Bu yöntemle draft arttırılarak omurga yapısı teknenin yelken seyrini daha verimli kılardı.
2.4 İskeletin diğer bileşenleri
Postaların/ eğrilerin montajı tamamlandığında, iskeletin konstrüksiyonunu tamamlamak için ahşap takviyeler yerleştirilir. İç omurga/ keelson daha sonra teknenin bu kısmını güçlendirmek için döşeklerin üzerine çivilenir. Ana amacı döşek ve dirsekleri güçlendirmektir.
Başka bir çift tahta, güverte seviyesinin tam altında postalara çivilenir. Bu iç kuşağın (Şiyer kuşağı) amacı güverte kemerelerini desteklerken, dışa taşan bölümü ikinci borda yumrusunu oluşturmaktır. Bir başka özel amaçlı bağlantı, tülani/gurcata/stinger de omurga üzerinde bulunan ve bodoslama ile postaların güçlendirilmesi amacına hizmet eder. Daha önce de belirttiğimiz gibi, güverte kemereleri şiyer/ borda çalımı kuşağına çivilenmiştir, kemereler güverte tahtalarının tabanını oluşturur. Güverte kemerelerinin her biri, daha etkili statik işlev için bir postaya karşılık gelir. Genellikle dikine praçollar güverte kemerelerinin altına takviye olarak yerleştirilir. Sonra güverte kemereleri /postalar üzerine dış yumru/ kemere astarı yerleştirilir. Bu, güvertenin tüm kenarından geçen 3X20 cm kesitli bir ağaçtır. Yumru hem güverte kemereleri hem de postalara çivilenmiştir. Postaların yukarıya doğru uzantıları kemere astarına, önceden delinmiş deliklerden geçirilir (Üstten geçme güverte). Bu düzenleme, kemereleri / postaları takviye etmenin yanı sıra, postalar arasındaki sabit mesafeleri korur. Tüm bu bileşenler hem yapısal hem de işlevsel olarak etkili bir iskeleti oluşturur.
2.5 Borda kaplaması
İskelet tamamlandıktan sonra güverte tahtaları çakılmaya başlar. Güverte kaplamaları 2-2,25cm kalınlığında ve 6-10 cm genişliğindedir. Güverte, enine kemerelerde 15-18 cm'lik bir kiriş yükseltisine ve 9m uzunluğunda bir tırhandilde maksimum 30 cm'lik bir boyuna yükseklik farkını gösterir. Borda kaplamaları genellikle 2 cm kalın ve yaklaşık 8-10 cm genişliğindedir. Uç uca eklenerek (sokrasına) postalara çakılır ve kolayca bükülebilmeleri için deniz suyu ile ıslatılır. Günümüzde kullanılan çiviler galvanizli, yuvarlak veya kare iken, daha eski zamanlarda meşeden yapılmış ahşap kavelalar kullanılıyordu.
2.6 Kalafatlama
İnşaatın başlangıcında, teknenin tüm ahşap bileşenleri, büyük ölçüde kırmızı, kurşun içeren koruyucu sülüğen ile boyanır. Kalafatlama sadece kabuk ve bileşenlerine uygulanır. Bu işlem ancak borda kaplaması ve üstyapı tamamlandığında gerçekleşir.
Kalafatlamanın ilk aşaması kaplamalar arasındaki derzler genişletilir ve ikinci aşamada genişleyen bu derzler pamuktan bükülmüş şeritlerle doldurulur. Her iki aşama da, uygun doğruluk seviyesine ulaşmak için özel keskiler ve tahta çekiç kullanılmasını gerektirir. Kalafatlamadan sonra katran veya zehirli ile boyanacak su hattı işaretlenir.
2.7. Keresteler ve aletler
Kullanılan kereste kural olarak sert ve güçlüdür, tercihen deniz suyunun nüfuz etmesine karşı yüksek reçine içeriğine sahiptir. Çam ve iskelet için en yaygın olarak günümüzde dut ve selvi kullanılmaktadır. Daha pahalı tekneler için İskandinav ve Afrika ağaçları de kullanılır. Ağaçlar açık havada kurutulur ve doğal kavisli bölümleri postalar için kullanılır. Ekstra güç elde etmek için ağacın lifleri yönünde, suyuna işlenir. Günümüzde geleneksel el testereleri, matkaplar, bireyzler, baltalar, rendeler, planyaların yerini elektrikli makine ve aletler almıştır, ancak geleneksel takımlar hâlâ özel yapı detaylarına ulaşmak için kullanılmaktadır.
3. Sonuç olarak iddia ettiğimiz gibi bu geleneksel sanatın ürünü olan bir tırhandil teknesinin özelliklerinin altını çizeceğiz. Daha önce bahsedilen çizim yöntemi, oldukça karmaşık şekillendirme problemlerine çözümler sunmaktadır. Salaya çıkartma bile, doğrudan pratik uygulama ve birbirini takip eden nesiller boyunca devam ettirme kapasitesi ile bilginin yaratıcı bir kodlaması olarak ortaya çıkar. İnşa süreci boyunca uygulanan, klasik yapı ilkeleri mantığı, tekne ustalarının pratik anlayışını da ikna ediyor. Son olarak, tekne ustasının zanaatı ile teknenin özellikleri arasındaki ilişkiyi vurgulamalıyız. Bu şekilde, geleneksel el sanatlarının en büyük avantajlarından biri ifade edilir.
Kitabın sonunda bulunan İngilizce bölüm
Tercüme M.Cem GÜR
13 Şubat 2020 Üsküdar